Hipnoz Ve Hipnoterapi Nedir?

Hipnoz, kişinin çevresel (dışsal) ve zihinsel (içsel) uyaranlardan belli bir süreliğine uzaklaşarak doğuştan varolan telkin alabilme yeteneğinin artırıldığı, tamamen doğal zihinsel bir durumdur. Doğaldır çünkü, herkes bilerek yada bilmeden birçok kez hipnozu yaşamıştır ama yaşadığım hipnoz olduğunu bilmez. Örneğin, televizyonda heyecanla bir film seyrederken dalmışsanız eğer, anneniz yada eşinizin seslenmelerini duymazsınız bile, çünkü kısa bir süreliğine de olsa konsantre olmuş ve hipnoza girmişsiniz demektir. Bir başka tipik örneği de yol hipnozu dediğimiz araba kullanırken sürücüde oluşan daima halidir. Bu durumda bilinciniz, araba kullanma işini bilinçaltınıza devrederek güvenle yola devam etmenizi sağlarken siz bilincinizde çok farklı şeyler düşünürken bir bakmışsınız ki eve gelip arabayı park etmişsiniz bile. İşte bu örneklerin hepsi, siz farkında bile olmadan değişmiş bilinç hallerinizdir. Bundan dolayı hipnoz için kısaca "değiştirilmiş bir bilinç halidir" diyebiliriz. 

Hipnoz, bu konuda gerekli eğitimi almış ve tecrübeli kişiler tarafından uygulanması şartıyla güvenle kullanılan tıbbi bir tedavi yöntemidir. Aynı zamanda hastanın süregiden tıbbi tedavisine destek olarak da kullanılır. 

Hipnoz, kişileri ruhsal ve zihinsel sıkıntılarından, değiştirmek veya tamamen kurtulmak istediği kötü alışkanlıklarından kurtarabilir. Ayrıca bu ruhsal ve zihinsel sıkıntıların sonucu ortaya çıkan fiziksel hastalıklardan da hipnoz vasıtasıyla kurtulmak mümkündür. Burada bilinmesi gereken unsur kişilerin genellikle fiziksel hastalıklarının altında böylesi bir ruhsal ve zihinsel sıkıntının yattığım farkında olmamalarıdır. Örneğin ülser, tansiyon, migren, allerjik yada romatizmal vb. organik hastalıkların böylesi bir ruhsal ve zihinsel sıkıntının kronik olarak birikimi sonucu bilinçaltımızda oluşan bir sıkışıklığın, bir dengesizliğin ifadesi olduğunun kişi farkında değildir. 

Hipnozdan faydalanabilmek için öncelikle kişinin şikayetinden kurtulmayı mutlaka kendi rızası ile istemesi, hipnoz hakkında doğru bilgilere sahip olarak yönteme ve hipnoz vasıtasıyla bu şikayetinden kurtulabileceğine inanması ve tedaviyi yapan hekimine kesinlikle güvenmesi gereklidir. Bu unsurlarla ilgili herhangi bir tereddüt kişinin hipnozdan yararlanmasını engelleyebilir. Ayrıca diğer önemli bir unsur da hastanın telkin alma gücüdür. Hipnoterapistin verdiği telkinleri alabilmesi tamamen kişinin kendisine bağlıdır. Kişi isteyerek, inanarak ve güvenerek telkinleri alır ve kabul ederse kolayca ve kısa sürede, iradi bir güçlük yaşamadan amaçladığı hedefe ulaşabilir. Bütün bu unsurlar tedavinin başarısı için vazgeçilmez değerlerdir. 

Hipnoz kişide değişimi en etkin, en hızlı ve en kalıcı şekilde gerçekleştiren bir yöntemdir. Hipnoz bu değişikliği başarmak için en kolay ve en ucuz yoldur. Hipnoz belki de yaşamınızı istediğiniz yönde değiştirmek ve yönlendirmek için, sadece ve sadece kendiniz için yapacağınız en önemli tercihlerden biri olabilir!!! 

İnsanın kendi kendini yönlendirme ve yenileme yollarından biri olan hipnotik konsantrasyonun bireysel bir istem olduğu ve kişinin isteği dışında oluşturulamayacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Yani hipnoz sadece ve sadece siz isterseniz oluşabilecek bir yoğunlaşma ve konsantrasyon halidir. 

Bir kendinden geçme, bir bilinçsizlik hali, beyin yıkama, istem dışı yönlendirme veya hükmetme gibi durumları içermez. Çünkü hipnoz aslında kişinin kendi kendine yaptığı bir şeydir. Hipnoterapist burada sadece kişiye nasıl hipnoza gireceğini öğreten ve tedaviyi yönlendiren bir öğretmen gibidir. Beyin hipnozu öğrenir tıpkı araba kullanmayı yada bisiklet sürmeyi öğrenmek gibi. Sonuçta kişi istediği için hipnoza girer istemezse girmez. Bu nedenle hipnoz beyinsel fonksiyonların çalıştığı, kişinin bilinçli olduğu kesinlikle bir uyku hali olmadan ve kişinin her şeyin farkında olarak kendi isteği ile oluşturduğu zihinsel bir süreçtir. 

Hipnoterapi uygulanarak kolayca ve rahatlıkla kişi sigarayı bırakabilir. Fakat, kişi gerçekten kendisi istemeden sadece eşi yada ana babası sigarayı bırakmasını istiyor diye geldiyse, hipnoza inansa ve hipnoza girse bile sonuç başarısız olur. Unutmayın siz gerçekten istemeden hiç kimse ve hiçbir yöntem size yardım edemez ve kalıcı bir değişiklik oluşturamaz. 

Bu yöntemle kişinin şahsiyetinin değiştirilmesi ve gayri ahlaki davranışlara yönlendirilmesi de mümkün değildir. Yani hipnoz altında normal yaşamında kabul edilenlerin ötesinde kişiye bir davranışı kabul ettirmek söz konusu değildir. Özellikle iletişim kurulamayacak yapıdaki; zeka geriliği olan, bunamış yada konsantrasyon sağlayamayacak kadar ruhi problemleri olan kişilerde uygulanması mümkün değildir. Düşünülen ve bilinenin tam tersine bilgi ve kültür yönünden zengin, olayın kendisinde başlayıp bittiğini süratle kavrayan zeki kişilerde hipnozun uygulanması daha çabuk ve kolay olmaktadır. Zayıf karakterli, kolay etki altında kalan insanlar daha kolay hipnoz olur düşüncesi de bu nedenle yanlış bir inanıştır. 

HİPNOZ KONSANTRASYONUNU YAŞAYABİLMEK, KİŞİNİN HAYATI BOYUNCA ELDE EDEBİLECEĞİ EN BÜYÜK ŞANSLARDAN BİRİDİR!!! 

Hipnozla tanışmış olmanın gerçekten de ne kadar büyük bir şans olduğu, hipnoz aracılığı ile sorunlarını çözmüş bir kişi olunduktan sonra daha iyi anlaşılabilir. Çünkü hipnoz, eğer gerçekten ister, inanır ve güvenirseniz sorunlarınızın çözümünde rahatlıkla ve iradi güçlükler yaşamadan kullanabileceğiniz altın bir anahtar gibidir. 

Hipnotik konsantrasyonla birlikte bedende birtakım değişiklikler oluşur. Göz kapakları ağırlaşır ve kapanır, nefes alışlar derinleşir, kalp atışları iyice rahatlar, sakinleşir. Bir süre sonra konsantrasyon derinliğine bağlı olarak beden ve zihin de gevşer, rahatlar. Böylece bilincin kritik eden bölümü atlanarak bilinçaltına ulaşılır ve sorunların kayıtlı olduğu yer burada gözden geçirilerek yeniden yapılandırılması mümkün hale gelir. 

Hipnotik konsantrasyon sırasında bireyler normal yaşama göre farklı yetenekler kazanmaktadırlar. Özellikle ağrı hissi, verilen telkinlerle beyin tarafından algılanması engellenerek ortadan kaldırılır. İşte kişi bu sırada hipnozdadır. Konsantrasyonun derinliğine bağlı olarak kişide ağrısızlık tüm bedene yayılarak narkozsuz yani uyutmadan ameliyatlar yapılabilmektedir.Verilen telkinlerle bireyin solunum ve kalp atış hızı, barsak faaliyetleri değiştirilebilmekte, psişik gerginliklerin giderilmesi gibi çok çeşitli fizyolojik ve psikolojik değişimler ortaya çıkarılabilmektedir.

Kişi hipnoterapi seansları süresince bilinçaltı gücünü yani kendinde varolan fakat kullanmayı bilmediği içsel potansiyelini kullanmayı öğrenerek artık yaşamını istediği şekilde yönlendirebilmekte ve değiştirebilmektedir. 

" Ruhsal bir hayal gücü mevcuttu, bunun emirlerine vücut her zaman uymak zorundaydı. Bu güç, bir hastayı iyileştirebildiği gibi sağlıklı birini de hasta edebiliyordu..." İbn-i Sina 

Evet gerçekten, günümüzde yapılan araştırmalar tüm hastalıkların °L 70' lere varan oranda psikosomatik kökenli olduğunu göstermektedir. Yani kişinin bozulmuş ruhsal durumunun veya kökleşmiş yanlış inançlarını!, hastalıklara neden olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Durum böyleyken hekimlerin prensi olan İbn-i Sina' nın da sözlerinde işaret ettiği gibi kendi bilinçaltımız aslında, ister fiziksel ister ruhsal veya zihinsel her türlü sorunun üstesinden gelebilecek bir gücü içinde barındırmaktadır. Fakat kişiler, bu gücün farkında olmadıkları ve bunu kullanmayı bilemedikleri için sorunlarını kendi kendine çözemezler. İşte bu noktada hipnoterapi devreye girer ve kişiye bu içsel potansiyelini yani bilinçaltı gücünü kullanmayı öğreterek hızla, etkin ve kalıcı şekilde sorunlarından kurtulup